DUYURU 2021/40
TİSK 39/4.FIKRASI HÜKMÜNÜ BOZAN ANAYASA MAHKEME KARARI
(Anayasa Mahkemesi, Esas Sayısı 2020/57, Karar Sayısı 2020/83, Karar Tarihi: 30.12.2020)
Anayasa Mahkemesinin 03.03.2021 tarihli Resmî Gazetede yayınlanan kararıyla 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu’nun 39 uncu maddesinin 4’üncü fıkrasında belirtilen “imza tarihinden önceki talepler imza tarihi itibarıyla hüküm doğurur” hükmünü iptal edilmiştir.
1.İtiraz Konusu Olay ve Başvuru Gerekçesi
İtiraz konusu kuralda, toplu iş sözleşmesinden yararlanmak için imza tarihinden önceki taleplerin imza tarihi itibariyle hüküm doğuracağı öngörülmektedir.
Başvuruda özetle; itiraz konusu kuralla, toplu iş sözleşmesinden faydalanmaya ilişkin talebin sendikaya üye olmayan işçiler bakımından geçerlilik tarihinin toplu iş sözleşmesinin imza tarihi olarak belirlendiği, bu suretle işçilerin toplu iş sözleşmesini akdeden sendikaya üye olmaya zorlandıkları belirtilerek kuralın Anayasa’ya aykırı olduğu ileri sürülmüştür.
2. Anayasa Mahkemesinin Değerlendirmesi
Toplu iş sözleşmesine taraf sendika üyesi olan işçi, talebi gerekmeksizin üye aidatı ödeyerek üye olmayan işçi ise talebi üzerine dayanışma aidatı ödemek suretiyle sözleşmenin parasal hükümlerinden yararlanmaktadır. Ancak yetki alma ve toplu iş sözleşmesinin hazırlık, müzakere ve pazarlık süreçlerinin devam ettiği dönemlerde sendika üyesi olmayan işçilerin dayanışma aidatı ödemesi itiraz konusu kuralla engellenmektedir. Kuralın toplu iş sözleşmesinin imzalandığı tarihte taraf sendika üyesi olan işçiler lehine bir sonuç doğurduğu, bu nedenle sendikalaşma yarışında taraf sendika lehine bir avantaj yarattığı açıktır. Bu durum ise sendikalar arasındaki yarışın ve dolayısıyla çoğulculuğun zedelenmesine neden olabilecektir.
Taraf sendika üyesi olmayıp sözleşmeden yararlanmaya ilişkin diğer şartları haiz olan işçilerin toplu iş sözleşmesinin hükümlerinden mahrum bırakılmalarının, bu kapsamdaki işçileri sendikaya üye olmaya zorlayacağı açıktır.
İtiraz konusu kuralla, taraf sendika üyesi olmayan işçilerin toplu iş sözleşmesinin toplu görüşme ve pazarlık sürecinin uzaması nedeniyle öngörülecek geçmişe yönelik parasal hükümlerden yararlanmaları engellenmek suretiyle güçlü sendika ile toplu iş sözleşmesi hakkı arasındaki denge bozulmuştur.
Anayasa’nın 13. maddesi uyarınca sendika ve toplu sözleşme haklarına getirilen sınırlamaların demokratik toplum düzeninin gereklerine aykırı olmaması gerekir. Bu itibarla kuralla getirilen sınırlamanın Anayasa’nın 51. ve 53. maddeleri kapsamında bir toplumsal ihtiyacı karşılamadığı, aksine demokratik bir toplumda bulunması gereken çoğulculuğa zarar verdiği, sendikalar arası rekabeti taraf sendika lehine haksız şekilde bozduğu anlaşılmaktadır.
Anayasa Mahkemesi açıklanan gerekçelerle kuralın Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar vermiştir.(Bu yazının tamamını okumak ve Yayınlarımız’a abone olmak için tıklayınız.)