SOSYAL GÜVENLİK DEĞİŞİKLİKLERİNİ İÇEREN KANUN TEKLİFİ TBMM’NE SUNULDU
Sosyal güvenlik uygulamalarında değişiklik öngören 2/2717 esas numaralı kanun teklifi Meclis’e sunulmuş olup teklifin Plan ve Bütçe Komisyonunda görüşülmesinin ardından TBMM Genel Kurulu’nda görüşülmesi beklenmektedir.
Kanun teklifinde yer alan önemli düzenlemeler ve amaçları şöyledir;
- İmalat Sektörü Haricinde Beş Puanlık Teşvikin Dört Puan Olarak Uygulanması
Kamu harcamalarının gözden geçirilmesi ve kamu kaynaklarının etkin ve verimli kullanması amacıyla özel sektör işverenlerinin SGK’ya ödeyecekleri malullük, yaşlılık ve ölüm sigortası primi için sağlanan beş puanlık sigorta prim indirimi dört puan olarak uygulanacaktır.
Emek yoğun sektör olan imalat sektöründe faaliyet gösteren işyerlerinde işsizliği önlemek, istihdamı ve üretimi korumak amacıyla bu sektörde faaliyet gösteren işyerlerinde beş puan prim indiriminin 31/12/2026 tarihine kadar devam ettirilmesi ve beş puanlık prim indiriminden yararlanma süresini 31/12/2027 tarihine kadar uzatma konusunda Cumhurbaşkanına yetki verilmesi amaçlanmaktadır.
- 10’dan Az Çalışanı Bulunan ve Az Tehlikeli Sınıfta Yer Alan İş Yerlerinin Bağlı Bulundukları Kamu Kurumu Niteliğindeki Meslek Kuruluşundan İş Sağlığı ve Güvenliği Hizmeti Alabilmesi
10’dan az çalışanı bulunan ve az tehlikeli sınıfta yer alan işyerlerinin, bağlı bulundukları kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşundan hizmet alarak da iş güvenliği uzmanı ve işyeri hekimi olmaksızın iş sağlığı ve güvenliği hizmetlerini yerine getirebilmesi amaçlanmaktadır. Bu kolaylaştırıcı düzenleme ile bahse konu işyerlerinin de iş sağlığı ve güvenliği hizmetini almalarının sağlanması ile iş sağlığı ve güvenliği kültürünün ülke geneline yaygınlaştırılması amaçlanmaktadır.
- İşyerlerinde Acil Durdurmayı Gerektiren Hallerin Ortak Sağlık ve Güvenlik Birimlerince (OSGB) de Bakanlığa Bildirilebileceği
İş sağlığı ve güvenliği ile ilgili eksiklik ve aksaklıkların acil durdurmayı gerektirmesi veya yangın, patlama, göçme, kimyasal sızıntı ve benzeri acil ve hayati tehlike arz etmesi, meslek hastalığına sebep olabilecek ortamların bulunmasına rağmen işveren tarafından gerekli tedbirlerin alınmaması halinde bu durum, iş yeri hekimi veya iş güvenliği uzmanı veya ortak sağlık ve güvenlik birimi yönetimi tarafından Bakanlığın yetkili birimine, varsa yetkili sendika temsilcisine yoksa çalışan temsilcisine bildirilmesi amaçlanmıştır. Bildirim yapmadığı tespit edilen ortak sağlık ve güvenlik biriminin yetki belgesi 6 ay, tekrarında ise bir yıl süreyle askıya alınacaktır.
- İş Sağlığı ve Güvenliğinde Eğitim Kurumları Tanımının Genişletilmesi
İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’nda yapılan değişiklikle, eğitim kurumu tanımı genişletilmektedir. Mevcut durumda 6331 sayılı Kanunda eğitim kurumları yalnızca iş güvenliği uzmanı, işyeri hekimi ve diğer sağlık personelinin eğitimlerini vermek üzere Bakanlıkça yetkilendirilen kurum ve kuruluşlarla sınırlandırılmıştır. Madde ile mezkûr Kanunda yer alan eğitim kurumu tanımı genişletilerek bu alanda yetkilendirilecek diğer kurum ve kuruluşların da yetkilendirilme ve denetim süreçlerinin 6331 sayılı Kanunda yer alması amaçlanmaktadır.
- İş Sağlığı ve Güvenliğinde Çalışan Sağlığı Merkezleri (ÇASMER)
İş sağlığı ve güvenliğinde mevzuatında yer alan ancak tanımlanmayan diğer sağlık personeli ile kamu adına iş sağlığı ve güvenliği hizmeti sunmak üzere yetkilendirilen Çalışan Sağlığı Merkezleri (ÇASMER) tanımlanması amaçlanmıştır. Buna göre ÇASMER; Sağlık Bakanlığına bağlı, işyerlerine iş sağlığı ve güvenliği hizmetleri sunmak üzere bu Kanun kapsamında Bakanlıkça yetkilendirilen, gerekli donanım ve personele sahip birim olarak ifade edilmiştir.
ÇASMER’lerin açık bir şekilde ifade edilmesiyle bu merkezlerin, iş sağlığı ve güvenliği örgütlenmesindeki konumu ve işlevini açık bir şekilde ortaya koyacak yasal düzenlemeye gidilerek özel hukuk tüzel kişisi olan ortak sağlık ve güvenlik birimlerinin piyasaya girmediği yerlere profesyonel hizmetin kamu eliyle ulaştırılabilmesi hedefleniyor.
- 6331 Sayılı Kanun Kapsamında Alınması Gereken Sağlık Raporlarının, 50’den Az Çalışanı Bulunan ve Az Tehlikeli İşyerleri İçin ÇASMER’lerden Alınabilmesi
6331 sayılı Kanun kapsamında alınması gereken sağlık raporlarının, 50’den az çalışanı bulunan ve az tehlikeli işyerleri için ÇASMER’lerden de alınabileceği açıkça ifade edilmiştir. ÇASMER’lerin açıkça ifade edilmesi ile aile hekimlerinin ve diğer kamu sağlık hizmeti sunucularının mevcut durumdaki iş yükünün azalması beklenmektedir. Ayrıca sağlık hizmet sunucuları mevzuat çerçevesine ve metodolojisine uygun ifade ve sıralama yazılmış olup, bu işyerleri için ÇASMER’ler, aile hekimleri veya diğer kamu sağlık hizmet sunucuları arasında isteğe bağlı olarak tercih yapma imkânı getirilmesi amaçlanmaktadır.
- 1/1/2015 Öncesine Ait Olup Ödenmemiş Genel Sağlık Sigortası Primleri ile Gecikme Cezası ve Gecikme Zammı Gibi Fer’i Alacaklarının Tamamının Tahsilinden Vazgeçilmesi
Prim ödeme yükümlüsü kendisi olan vatandaşlara ödeme kolaylığı sağlanması, ekonomik ve sosyal anlamda hayatlarına daha sağlıklı devam etmelerini sağlamak amacıyla yürürlüğe konulan yapılandırma kanunlarından yararlanamayan ya da yararlanmalarına rağmen 1/1/2015 öncesine ait zorunlu genel sağlık sigortası prim borçlarını ödeyemeyen sigortalılara yönelik kamuya olan borç yüklerini hafifletmek ve sağlık hizmetlerine erişimlerini kolaylaştırmak amacıyla düzenleme yapılması öngörülmektedir.
Buna göre, 1/1/2015 öncesine ait olup ödenmemiş genel sağlık sigortası primleri ile gecikme cezası ve gecikme zammı gibi fer’i alacaklarının tamamının tahsilinden vazgeçilmesi amaçlanmıştır.
- Anayasa Mahkemesi İptal Kararına İstinaden Geçici İş Göremezlik Ödenek Hesabında İş Kazası, Meslek Hastalığı ile Hastalık ve Analık Hallerinin Eş Değer Hale Getirilmesi
Anayasa Mahkemesinin 21/3/2024 tarihli ve 32496 sayılı Resmî Gazetede yayımlanan 1/2/2024 tarihli ve 2021/61 E., 2024/31 K. sayılı Kararında; hastalık ve analık halinde yapılacak geçici iş göremezlik ödeneğinin hesabına esas alınacak dönemin iş kazası ve meslek hastalığı nedeniyle yapılacak ödenek hesabına esas dönemden farklı olmasının gereklilik ve orantılılık koşullarında uymaması gerekçe gösterilerek, 5510 sayılı Kanunun 17 nci maddenin birinci fıkrasının birinci cümlesinde yer alan “… hastalık ve analık …”ve”… analık ve hastalık halinde ise iş göremezliğin başladığı tarihten önceki on iki aydaki…” ibarelerinin Anayasa’ya aykırı olduklarına ve iptallerine karar verilmiştir. Ayrıca iptal hükümlerinin Resmî Gazetede yayımlanmasından başlayarak dokuz ay sonra yürürlüğe girmesine hükmedilmiştir.
Bu nedenle Anayasa Mahkemesinin bahse konu kararında iptal edilen hükümleri dikkate alınarak, eşitlik ilkesi gözetilerek ve sistemin aktüeryal sürdürülebilirliğini sağlamak amacıyla geçici iş göremezlik ödeneklerinin hesabında son 12 aylık sürenin dikkate alınması ve son 12 ayda 180 günden az hizmeti olanların geçici iş göremezlik ödeneklerine ilişkin üst sınırının korunması amaçlanmıştır.
Mevcut Durum | Teklif ile Değiştirilmesi Beklenen Metin |
Ödenek ve gelirlere esas tutulacak günlük kazanç
MADDE 17- İş kazası, meslek hastalığı, hastalık ve analık hallerinde verilecek ödeneklerin veya bağlanacak gelirlerin hesabına esas tutulacak günlük kazanç; iş kazasının olduğu, meslek hastalığında ise iş göremezliğin başladığı tarihten önceki oniki aydaki son üç ay içinde; analık ve hastalık halinde ise iş göremezliğin başladığı tarihten önceki oniki aydaki 80 inci maddeye göre hesaplanacak prime esas kazançlar toplamının, bu kazançlara esas prim ödeme gün sayısına bölünmesi suretiyle hesaplanır. Ancak, iş göremezliğin başladığı tarihten önceki son bir yıl içerisinde 180 günden az kısa vadeli sigorta primi bildirilmiş olanlara hastalık ve analık halinde ödeneğe esas tutulacak günlük kazanç, iş göremezliğin başladığı tarihteki günlük prime esas kazanç alt sınırının iki katını geçemez
|
Ödenek ve gelirlere esas tutulacak günlük kazanç
MADDE 17- İş kazası, meslek hastalığı, hastalık ve analık hallerinde verilecek ödeneklerin hesabına esas tutulacak günlük kazanç; iş kazasının veya doğumun olduğu tarihten, meslek hastalığı veya hastalık halinde ise iş göremezliğin başladığı tarihten önceki oniki aydaki; iş kazası ve meslek hastalığı halinde bağlanacak gelirin hesabına esas tutulacak günlük kazanç ise iş kazasının olduğu veya meslek hastalığında iş göremezliğin başladığı tarihten önceki on iki aydaki son üç ay içinde, 80 inci maddeye göre hesaplanacak prime esas kazançlar toplamının, bu kazançlara esas prim ödeme gün sayısına bölünmesi suretiyle hesaplanır. Ancak, önceki oniki ay içerisinde 180 günden az kısa vadeli sigorta primi bildirilmiş olanların geçici iş göremezlik ödeneğine esas tutulacak günlük kazanç tutarı, iş göremezliğin başladığı tarihteki günlük prime esas kazanç alt sınırının iki katını geçemez. |
- 2008 Yılı Ekim Ayından Önce Sigortalı Olan Engelliler İçin Vergi İndirim Belgesi Esas Alınarak Yürütülen Emeklilik İşlemlerinin, 5510 Sayılı Kanun Kapsamında Çalışma Gücü Kaybına Göre Belirlenmesi
2008 yılı Ekim ayı öncesi işçi statüsünde sigortalı olanlar, 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu kapsamında Gelir İdaresi Başkanlığınca tespit olunan vergi indirimine esas “engellilik derecelerine” göre yaş şartı olmaksızın 506 sayılı Kanun kapsamında emekli olabilmekte iken, kamu görevlileri ve esnaflar ile 2008 yılı Ekim ayından sonra ilk kez işçi statüsünde sigortalı olanlar 5510 sayılı Kanuna göre SGK sağlık kurulları tarafından tespit edilecek “çalışma gücü kaybı oranlarına” göre emekli olmaktadır.
Bu kapsamda, emeklilik haklarının sağlanmasında sigortacılık ilkelerinin dikkate alınması ve sigortalılar arasında norm ve standart birliği sağlanarak, 2008 yılı Ekim ayından önce sigortalı olan engelliler için vergi indirim belgesi esas alınarak yürütülen emeklilik işlemlerinin, 5510 sayılı Kanun kapsamında çalışma gücü kaybına göre belirlenmesi ve tüm uygulamanın SGK tarafından yürütülmesi amaçlanmaktadır.
Ayrıca 1/10/2008 tarihinden önce sigortalılığı başlayanlara aylık bağlanmasında çalışma gücündeki kayıp oranlarının esas alınması öngörüldüğünden, sigortalılığı 31/12/2008 (dâhil) tarihinden önce başlayan 5510 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamındaki sigortalılardan çalışma gücü kayıp oranı; %40 ila %49 arasında olanların 18 yıl sigortalılık süresi ve 4100 gün prim ödemeleri, %50 ila %59 arasında olanların ise 16 yıl sigortalılık süresi ve 3700 gün prim ödemeleri şartıyla yaşlılık aylığından yararlanmaları amaçlanmaktadır.
- Esnaf Ahilik Sandığı Uygulamasının 01.01.2028 Tarihine Ertelenmesi
31/12/2024 tarihinde yürürlüğe girecek olan Esnaf Ahilik Sandığının yürürlük tarihinin sosyal tarafların talepleri doğrultusunda işgücü piyasalarının sürdürülebilir gelişimi için gerekli olduğu Öngörülerek, 1/1/2028 tarihinden itibaren uygulanacak şekilde değiştirilmesi amaçlanmaktadır.
- Aile Hekimlerinden Alınan Bazı Özel Amaçlı Raporların Ücretlendirilmesi
İkinci ve üçüncü basamak sağlık kuruluşlarında ücretli olarak verilmekte olan özel amaçlı raporların daha düşük bedelle aile hekimliği birimleri üzerinden düzenlenmesi amaçlanmaktadır. Buna göre; yabancılara sunulan hizmetler, mesai dışında sunulan geleneksel ve tamamlayıcı tıp uygulamaları ile özel amaçlı raporlardan Sağlık Bakanlığınca belirlenenler hariç olmak üzere aile hekimliği hizmetleri ücretsiz olacaktır.
- 506 Sayılı Kanunun Geçici 20 nci Maddesi Kapsamında Kurulan Sandıklar ile SGK Arasındaki Veri Paylaşımına İzin Verilmesi
506 sayılı Kanunun geçici 20 nci maddesi kapsamında kurulan sandıklar tarafından sandıkların iştirakçileri ile aylık ve gelir bağlanmış olanlar ile bunların hak sahiplerinin sosyal güvenlik hak ve yükümlülükleri SGK dışında yürütülmektedir. Ancak SGK’nın kişisel veri paylaşımı yapacağı kurum ve kuruluşlar arasında bu sandıklara yer verilmemiş olması hukuki ihtilaflara neden olmaktadır. Bu durum aylık bağlama dâhil pek çok işlemlerini SGK mevzuatına göre yapan söz konusu sandıkların işlem süreçlerini uzatmaktadır. Yapılan bu düzenleme ile sigortalılara yönelik iş ve işlemlerinin hızlandırılması ve özellikle yersiz ödemeler yapılmasına neden olunmaması amacıyla bu sandıklar ile SGK arasında veri paylaşımının yapılabilmesi amaçlanmaktadır.
- Yabancı Uyruklu Öğrencilerin Genel Sağlık Sigortasında Başvuru Süresinin Düzenlenmesi
Yabancı uyruklu öğrencilerin genel sağlık sigortasından yararlanabilmeleri için ilk kayıt tarihinden itibaren öngörülen başvuru süresinin üç ay ile sınırlı olması, bu sürede başvuruda bulunamayan öğrencilerin bir daha talepte bulunarak genel sağlık sigortalısı olmalarına engel olduğundan, yapılan bu düzenleme ile söz konusu öğrencilerin kayıtlarının devam etmesi şartıyla herhangi bir eğitim öğretim yılının başlangıç tarihinden itibaren üç ay içinde talepte bulunarak genel sağlık sigortalısı olmalarına imkân tanınması sağlanmaktadır.